Rudolf Rounschad 'ın Odası ||

--Fikirler, kurşun geçirmezdirler.---


Geniş ve ferah bir odadır. Camlı bir kapısı vardır. Ancak cam buğulu olduğu için içeriden dışarısı, dışarıdan da içerisi gözükmez. Kapıdan içeri girildiğinde sağ tarafta duvarın tamamını kaplayan pencere vardır. Duvar boyası turuncu ve ten rengi arasında bir renktir. Yerler ahşap kaplamadır. Geceleri odayı aydınlatan tek bir tepe lambası vardır ve bu lamba içeriyi yeterince aydınlatır. Kapı olduğu duvarın tam ortasındadır. Tam kapının karşısında Daire Başkanı’nın masası bulunur. Masa genellikle toplu durur ve birkaç küçük maket vardır. Masanın arkasında gelmiş geçmiş en iyi büyücülerin portreleri vardır. Kapının bulunduğu duvarın her iki tarafında camdan dolaplar vardır. Bu dolaplardan kapının sağında olan dolapta başarı belgeleri ve değerli bir çok eşya bulunur. Kapının solundaki dolapta dünyanın dört bir yanında getirilmiş büyücülükle ilgili önemli kitaplar bulunur. Yarısından çoğu okunmuştur ve dolaplar her zaman temiz durur. Masanın karşısında bir sehpa durur bu sehpanın üstünde bir çiçek ve o günün –en geç 2 gün öncenin de- gelecek postası durur. Bu sehpanın her iki tarafında oda sahibinin misafirleri için 2 tane rahat sandalye vardır. Kapının sol tarafındaki duvarda –masanın sağındaki duvarda- oda sahibinin özel eşyaları vardır. Bu eşyalar tahtadan bir dolabın içindedir. Dolabın içinde resmi günler için giyeceği kıyafetler, günlük kıyafetleri ve süpürgesi vardır.

Gece onun için çok harketli geçmişti. Gereğinden fazla yorulmuş, terlemişti. Gözlerini açtığında odasındaki misafir koltuğunda yatıyordu. Önce etrafına bakındı ve olduğu yerde doğrularak esnedi. Ağır bir şekilde yerinden kalktı ve gözlerini ovuşturdu. Koltukta yattığı için boynu tutulmuş gibiydi. Boynunu ovuşturarak koridor'a çıktı. Kapısını ç.ekerek kapadı. Lavaboya doğru ilerkerken boynu hala bükük duruyordu. Kendini halsiz hissediyordu. Lavabo'nun kapısının önüne geldi ve hızlı bir şekilde içeriye adımını attı. Çeşmenin başına geçti ve aynadan kendisine baktı. Sarı saçları oldukça dağılmışa benziyordu.Saçlarını karıştırıp düzgün bir şekil vermeye çalıştı. Ardından musluğu açtı ve elini yıkadı. Ardından yüzüne su tutarak bu sefer yüzünü yıkadı. Sabahın yorgunluğunu biraz da olsa üstünden atmış olarak tuvaletten çıktı. Odasına doğru ilerledi. Odasının kapısına vardı ve kapının üstündeki yazıyı bir kez daha okudu

Rudolf Rounschad
Seherbaz Bürosu Daire Başkanı

Kendisiyle gurur duyuyordu. Her zaman istediği rütbeye terfi edebilmişti. Buraya gelebilmek onun için hiçte kolay olmamıştı. Kapıyı açıp okdasına girdi. Sehpa'nın üstündeki gelecek postasına sadece uzaktan baktı ve kendi masasına oturdu. Boynu biraz daha düzelmiş gibiydi. Bu sefer ne kadar yorgunda gözükse kendini daha rahat hissediyordu. Masasının üstündeki evrakları inceleyerek oyalanmaya başladı.